|
görevini kötüye kullanan başsavcıyı TBMM azletsin. suç duyurusu 1 kasım saat:11 sultanahmed adliyesihaddbildirsin azletsin İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA (250. Maddeye Göre Özel Yetkili) ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA, ADALET BAKANLIĞINA, YARGITAY BAŞKANLIĞINA TBMM BAŞKANLIĞINA, CUMHURBAŞKANLIĞINA, HSYK BAŞKANLIĞINA, VİCDANLARA Müşteki: Adem ÇEVİK, (TC No:12409824156) Toros Sk. 17/14 Sıhhıye Ankara Şüpheli: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman YALÇINKAYA Suçlar: Yasama organı milli iradenin tecelligahıTürkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetlerini engellemek, tehdit etmek,Meclise muhtıra vermek, TBMM’ye emir-talimat vermek, halkı kin-nefretdüşmanlığa sevketmek, başörtülüleri ve başörtüyü savunanları rencide edipaşağılayarak başörtülülerin çocuklarının askerlikten soğumasını vebaşörtülülerin vergi vermemesini sağlamak, mobbing, inanca hakaret, kutsaldeğerlere alenen hakaret, kaos çıkarmak, teröre yardım-yataklık, suça iştirak,suçu-suçluyu övme, anayasayı hukuku ve uluslar arası insan haklarıanlaşmalarını tanımamak, görevi kötüye kullanmak, suç uydurmak, terör örgütü ergenekonadestek sağlamak,Açıklamalar: Başsavcının TBMM'ye MUHTIRA veren açıklamasındaki hukuki sorunlar bununla da kalmamaktadır. Başsavcı, hayatın rutini ve realitesi içerisinde eski anlamını yitirmiş olan ve kendisinin dahi “şapka giymek” gibi bir kısım hükümlerini uygulamadığı “Devrim Yasaları”na atıf yaparak, nostalji ile realitearasında intibak zorluğu çektiğini de göstermektedir.
13 Eylül 2010 tarihinde ayrıca İki gündür basında yeralan haberlerde de belirtildiğigibi Başsavcı Yalçınkaya'dan TBMM’ye,Partilere Millete alenen MUHTIRA verildiği, darbeyi savunduğu, oy kullanmayetkiminde alenen gasp edildiği aşikardır. YargıtayBaşsavcılığı YÖK'ün aldığı "Başörtülü öğrenciler tüm sınavlara başlarıkapalı şekilde girebilirler" kararına tepki gösterdi. Başsavcı AbdurrahmanYalçınkaya'nın yayınladığı açıklamada, başörtüsü serbestliğinin laiklikilkesine aykırı olduğu açıkladı. "Anayasa'ya AYM ve AİHM kararlarınauyulmalıdır" denilen açıklamada "Yasama ve yürütme yargıya saygıduymalıdır" ifadeleri kullanıldı. YargıtayBaşsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu ifade edilirken, laiklik ilkesinin temelilkelerinden biri olduğu vurgulanıyor. Açıklamada,''Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularakyapılan düzenlemeler, hem devrim yasalarını, hem de laiklik ilkesiniilgilendirir. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini düzenlerkentürban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik tanımak, kamu hukukualanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara dayandırma suretiyle laiklikilkesine aykırılık oluşturur. Yasama ve yürütme yargı kararlarına uymakzorunda. AIHM kararına göre türban yasağı zorunlu tedbirdir. Gerek iç hukuk,gerekse uluslararası hukuk boyutuyla değerlendirildiğinde türbanın korumagörmediği ve laiklik ilkesiyle bağdaşmadığı görülmektedir. Siyasilerinbeyanları politik çıkara dayanmakta'' denildi. Yalçınkaya'nın 13 Eylül açıklamasından; ''Yargıçlar olarak hukuk devletini veyargıçların bağımsızlığını Anayasa değişse dahi, yasalar değişse dahi korumakazmindeyiz. Çünkü yargı organı halkın temsilcisidir. Halkımız müsterih olsun.Biz hukuk devletini gerçekleştireceğiz. Bunu engellemek mümkün değildir''diyerek darbeyi ve darbeciliği savunduğundan dolayı darbecilik suçundan yargılanmalıdır çünkü Bu halkın yüzde 58'ininçoğunluğu ile kabul edilmiş Anayasa'yı ve TBMM’yi tanımamak, hükümsüz kılmak,yok saymaktır. Bu halkın oyu ile kabul edilmiş Anayasa'ya,TBMM’ye 73 milyona açık bir hakaret-tehdittir Deliller: Tüm hukuki ve yasal deliller. TBMM Başkanı ve AYM BaşkanıBasın Açıklamaları, bilahere sunacağım deliller Netice_i Taleb:Yukarıdaizah edildiği gibi alenen bir hukuksuzluk kanunsuzluk ve yasa tanımazlık ortayakoyan Yargıtay Başsavcısı’nın TBMM’nin yasama faaliyetlerine engelleme, ilgilikanunlara göre cezalandırılmasını ve yurtdışından resmen yardım aldığıbelgelenen, anayasa mahkemesince yolsuzluk odak noktası olduğu tescillenen veticaret yapması yasak olduğu halde işbankasına ortak olan ergnekonu yanisuçu-suçluyu överek, cihanere dinlendiğini faxla habervererek vb. Suç işleyen CHP ve yetkililerine resensoruşturma açmayan yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman YALÇINKAYA'nın,Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu üyelerinin ve basın savcılarının da görevi ihmalve görevi kötüye kulanma suçlarının yanısıra suça iştirak suçu daişlemelerinden dolayı işlem yapılmasını dilerim. 21 Ekim 2010 Adem ÇEVİK not. bu dilekcemiz savcı rasim işbelene bugün verdiğimiz ifade sonrasında beşiktaşdaki istanbul savcılığına elden teslim edildi. ayrıca yargıtaya TBMM ye cumhurbaşkanlığına da gönderildi.
...ekler.. TBMM’ye ve 72 milyona MUHTIRA verenYargıtay Başkanı Abdurrahman YALÇINKAYA’ya HADDİNİ BİLDİREN AÇIKLAMA TBMM’den Milli İradenin Tecelligahı TBMM BaşkanıŞAHİN: TBMM'ye adeta talimat verilmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bubildiriyi yayınlayan makamın, bildiriyi derhal geri çekmesini Türk Milleti'ndenve onun temsilcisi TBMM'den özür dilemesini bekliyorum'' TBMMBaşkanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bildirisi ileTBMM'ye adeta talimat verilmeye yeltenildiğini belirterek, ''Bu bildiriyiyayınlayan makamın bildiriyi derhal geri çekmesini Türk Milleti'nden ve onuntemsilcisi TBMM'den özür dilemesini bekliyorum'' dedi. Japonya'yaresmi ziyarette bulunan Şahin, gazetecilerin bildiriyi nasıl değerlendirdiğinisormaları üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bildiriyle ''TBMM'yeadete bir muhtıra verme girişiminde bulunduğunu'' ifade ederek, ''Bu kabuledilemez bir durumdur'' dedi. ''Buyetki devredilemez, paylaşılamaz bir yetkidir. Ve bu yetki mutlaktır. TBMM'ninyasa koyma yetkisi ile ilgili yargısal denetimi Anayasa Mahkemesi yapmaktadır.Anayasa Mahkemesine yargısal denetim için başvurma hakkı da sadeceCumhurbaşkanlığı makamına ve belli sayıdaki milletvekilinin müracaatınabağlanmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yargısal denetimde bulunmahakkı da bulunmamaktadır. Kaldı ki bir yasa yapma teşebbüsünde bulunularakortaya bir metinde çıkmış değildir. Zaten bir yasal düzenlemede yoktur.TBMM'nin saygıdeğer üyeleri, en az bu bildiriye imza atan Başsavcı kadaranayasal düzene ve rejime bağlıdır. Cumhuriyetin temel niteliklerini korumadaen az onun kadar titizdir. Yasa yaparken, başta Anayasa, Anayasanın temelniteliklerine bağlı kalmaya özen gösterir. Ve tabii ki yasal düzenleme yaparkenmutlaka yargı kararlarına da inceler ve ona göre karar verir. Parlamentomuzunyüzden fazla hukukçu milletvekili vardır. Anayasa Hukuku konusunda Türkiye'ninyetiştirdiği değerler parlamentomuzda görev yapmaktadır. O nedenle o bildiriyleTBMM'ye adeta talimat verilmeye yeltenilmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur.Bu bildiriyi yayınlayan makamın, bildiriyi derhal geri çekmesini TürkMilleti'nden ve onun temsilcisi TBMM'den özür dilemesini bekliyorum'' 21 Ekim 2010 AA AYMBaşkanı Kılıç'tan halkın iradesini hiçe sayan vesayetcilere sert mesajAnayasa MahkemesiBaşkanı Haşim Kılıç,"Halkın iradesini hiçe sayanlar, onun vesayet altında tutulmasıgerektiğine inananlar, 11 bin hakim vesavcının kararına saygı göstermeyeneler, yasak alancılar,hukuk devleti kavramının arkasına gizlenerek insanları susturanlar, farklılıklarıhazmedemeyenler, tek düşünce ve tek inanç hayal edenler ileyaşam tarzı dayatanların, statükonun kapsamıiçinde olduğunu" bildirdi. Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada,dün CHP GenelBaşkanıKemal Kılıçdaroğlu’nunpartisinin grup toplantısında şahsını hedef alarak yaptığı konuşmanın açıklamayapmasını zorunlu kıldığını belirtti. "Anayasa Mahkemesindeki 20yıldır sürdürdüğü görevim süresince, söz konusu siyasi partinin öncekisaygıdeğer genel başkanları da dahil herkesin, şahsıma karşı nezaket ve zarafetkuralları içinde yapılan tüm eleştirilerini anlayışla karşılayarak kimseyecevap vermedim" ifadesini kullanan Kılıç, açıklamasında şunları dilegetirdi: "Anayasa Mahkemesine yeniseçilen üyelerimizin yemin töreninde yaptığım konuşmada, ’değişime karşı çıkan,çağın nabzını tutmayan statüko’ yanlıları için hiçbir kişi ya da siyasi parti hedefalınmaksızın bir değerlendirme yapılmıştır. Bugüne kadar çeşitli vesilelerleyaptığım bütün konuşmalarımda evrensel değerlerimiz olan demokrasi, özgürlüklerve hukuk devleti kavramlarının çağdaş anlamda geliştirilmesi için düşüncelerimiağırlıklı olarak ifade ettim. Tekrar ediyorum, halkın iradesinihiçe sayanlar, onun vesayet altında tutulması gerektiğine inananlar, 11 binhakim ve savcının kararına saygı göstermeyeneler, yasak alancılar, hukukdevleti kavramının arkasına gizlenerek insanları susturanlar, farklılıklarıhazmedemeyenler, tek düşünce ve tek inanç hayal edenler ile yaşam tarzıdayatanlar statükonun kapsamı içindedirler. Adı geçen genel başkanın (Yalçınkaya’nın)bu kapsamdan neden rahatsızlık duyduğuanlaşılamamıştır." -"HUKUKÇU OLMA ŞARTI"- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında, Anayasa Mahkemesi üyesiolabilmek için ’hukukçu’ olmak gibi bir şart öngörülmediğine işaret eden Kılıç,"İki dönem üst üste 8 yıl mahkemenin başkanvekilliğine, daha sonra dabaşkanlığına seçilerek (atanarak değil) bu onurlu görevi sürdürüyor olmak,nasıl bir hukukçu olduğumun ispatı ve yeterli delillerdir" dedi. Kılıç,açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Kaldı ki, tanımını yaptığımçağdışı kalmış statüko mensuplarına karşı çıkmak için başkan, hakim, hukukçuvs. gibi bir sıfata sahip olmak değil, söylediklerinden çark etmeyen onurlu veyürekli insan olmaya ihtiyaç vardır. Anayasa’da ön görülen hukukişartlarında hiçbir sorunu olmayan ve Sayın Cumhurbaşkanı ile Yüce Meclisinyaptıkları seçim sonucunda mahkememize üye olarak atananlar için yemin töreniyaptırmak, Başkan olarak benim görevimdir. Bu görevi yerine getirirkenvicdanımı ve ahlak anlayışımı sorgulama pervasızlığını göstermek hiç kimseninhaddine değildir. Katılıyorum, ahlak sadece hukukçulara değil, siyasetçi dedahil herkes için gereklidir. Yapılan bu saldırılara karşın,her partiye, kurumlara, kişilere eşit uzaklıktaki görev anlayışımı kimseninvesayeti altında olmadan sürdürmekle kararlı olduğumu aziz milletimeduyururum." 20 Ekim 2010 |
Duyuru Arşivi |